Üyelerimize Küçük Hatırlatmalar

Sayın Üyelerimiz,
Sitemize göstermiş olduğunuz ilgi ve alakaya içten teşekkürlerimizi sunuyorum.
Seyyahamca sitesine neden üye olayım ki diyen bazı arkadaşlarımız var, aslında bu soruyu sormaları çok doğal. Müsaade ederseniz kısaca amaçlarımızı anlatayım, bu sayede üyelik sistemimizi daha iyi anlamış olacaksınız.
1- Sitemizin ana tema’sı, gezilen yerler ile alakalı tavsiyeler, düşünceler, şikayetler,başımızdan geçen ilginç olayları, siteyi ziyaret edenlerin bilgisine sunabilmek.
2- Yazdığınız yazılarda öncelikle birkaç cümle ile anlatmamanızı rica ediyoruz. Şuraya gidin çok güzel demenin siz de kabul edersiniz ki hiçbir faydası yok. Bu nedenle yazılarınızın biraz detaylı olmasına dikkat etmenizi rica ediyoruz.
3- Gittiğiniz bölge hakkında eğer beğendiğiniz ve beğenmediğiniz özellikleri,objektif açıdan verebilirseniz sanıyorum gerçekten mükemmel bir bakış açısı yakalayabileceğiz.
4- Yazılarınızı sitemize göndermeden önce TEXT olarak bir kenarda yazarsanız, kolayca sitemize upload etme şansınız olacaktır. Bu sayede sizde de bir nushası yedek olarak kalacak, herhangi bir internet bağlantı sorununda bu yedek çok işinize yarayacaktır.
5- Yazılarınızdaki cümle düşüklüklerini elimizden geldiğince düzeltmeye çalışacağız fakat ricamız daha dikkatli yazabilmeniz.Bu konuda yardımınız için şimdiden teşekkür ediyoruz.
6- Sitemize birçok arkadaşımız birkaç değişik kullanıcı adıyla üye olmaya çalıştılar, Bu noktada ricamız her üyemizin bir kullanıcı açmaları olacaktır. İlerde gereksiz kullanılmayan üyeleri silmek zorunda kalacağımızı üzülerek belirtmemizde yarar var.
7- Seyyahamca sitesi amatör bir site olarak kalma amacındadır, bu nedenle üye sayımızı şişirmek gibi bir hevesimiz olmayacağı gibi,siteye yazı yazmayan binlerce üye yerine, yazılarıyla bizlere katılacak çok az sayıda üyemizin olması tercihimizdir.
8- Üye kaydı yaptıran arkadaşlarımızın bazıları ya yanlış mail adresi ya da çalışmayan mailler yazmışlar. Doğal olarak sitemize üyelik müracatı yapan arkadaşlarımıza otomatik mail gönderildiği için bu mailler eğer şifreyi ulaştıramazlarsa o üyenin kaydı onaylanamamaktadır.
9- Üyelerimizin bizlere kayıt olurken yazdıkları detaylardan sadece mail adresleri sitemize yazdıkları yazılarının altında yayınlanacaktır. ICQ,MSN,YAHOO gibi detayları yayınlamayacaktır. Üyelerimizin bize güvenini sarsmamak amacımızdır.

Sitemize sizin de yazacağınız yazıların bizim için değeri çok büyük, çünkü biz biliyoruz ki, her insanın bakışı farklıdır. Szin bakışınızla çok daha ince noktaları görebilme imkanımız olacak.

Lütfen seyahatleriniz hakkındaki iyi ya da kötü düşüncelerinizi bizimle paylaşın. TÜM DÜNYA’YA YAYINLAYALIM 🙂

saygılarımla

21.06.2002

Uçuş Notlarından

Senelerden beri ucaklarda seyahat ederim. Genelde degisik hatlarda uctugum icin karsilastirmalar yaparim. Hangi ucuslarda hangi insanlar nasil tepkiler verir diye. Insan zamanla bazi ilginc noktalari farkediyor. Dilerseniz birkac notu aktarayim buradan sizlere.
Herseyden once Turk ucaklarindan bahsedelim bu yazimizda….
Havaalaninda Turk oldugunu bircok insanin hareketinden anlayabilirsiniz. Ozellikle Tayland gibi tatil ulkelerinde genelde grupla gelen Turk arkadaslarimizin o bagiurtili konusmalari , abartili turistik hediyelikleri, yurtdisina gittigi belli olsun diye giydikleri takilar vesaire ile hemen dikkat cekeriz millet olarak.

Ucakta Turklerin oldugunu nasil mi anlarsiniz? Genelde sigara icmek yasaktir ama bir sigara kokusu gelirse burnunuza burada da bizimkiler vardir denebilir. Bizde cozum eksik olmaz, mesela uzun hatlarda , hostesten istenilen bir battaniyenin altindan sigara icenler mi dersiniz, tuvaletlerde ellerini islatip dedektorlerin mekanizmasini bozanlarmi dersiniz, genelde bizim ince zekamizdir bunlar….

Diger dikkat edeceginiz nokta icki icen Turkler olmali.. Bircok arkadasimiz ucaklarda servis edilen kaliteli ickilerin neredeyse hepsini icme yarisina girerler ve ardindan sarhos olup hosteslere sarkintilik yaparlar ve pilot bazen anons yapmak zorunda kalir, baen ucak indigi zaman o cok hos arkadaslar polis tarafindan sorgulanmaya alinir vs vs….
Ama son anlatacagim nokta eminim cogunuzun da basina gelen bir milli fanatizmimizdir. Ucak indigi anda alkislama fanatizmi, yok arkadas dunyada bu hareketi yapan baska millet. Varsa da ben gormedim henuz. Ucak yere degdigi anda kopan bir alkis neyi , kimi alkislariz bilmem ki……
Efendim yukarda yazdiklarimdan dolayi sahsi olarak kimseye bir ithamim yok burada. Bunlar sahsi yakaldigim noktalardir, iyi veya kotuye yorumlanabilir. BHata ettikse affola..
Saygilar

21.06.2002 

Euro Öncesi Ve Sonrası

Birkac gundur Italya`dayim. Daha gecen ay bir fuar ziyareti icin gene bu ulkedeydim. Yani EURO`ya henuz gecilmemisti o ziyaretimde. Simdiki ziyaretimde EURO ile baslanan yeni bir surec baslamisti.
Ilk izlenimimi merak edebilirsiniz, hemen yazayim. Euro su an icin firsatcilar icin mukemmel bir olay. Neden mi? Daha havaalanindan otele giderken bindigimiz taksici bize 100.000 liret tutan taksimetre yerine 100 Euro alinca bunu daha sonra hesaplayinca yedigimiz kazigin boyutunu anlamis olduk. 100 Euro 200.000 liret yapiyor cunku, yani taksici bizden 100.000 liret fazla almisti o arada. Kimse bizim taksicilere atip tutmasin, merak eden italyan taksicilerin bizden daha iyi olmadigini anlar birkac deneme sonrasinda.

Konumuza donelim, Euro ile birlikte hayat devam ediyor Avrupa`da, Fiyatlar hem Euro hem de o ulke parasiyla beraber yaziliyor. Fiyat politikasi genelde kaziklamaya daha yonelik, bunu direkt Italyan isadamlarindan duydum, mesela 0,90 Euro karsiligi bir mala direk 1 Euro yaziyoruz diyorlar, Herkes bu sekilde yazdigi icin kimse kimseye kizmiyor , herkes memnun diyorlar. Burada memnun olmayan tek millet turistler:) yani biz, cunku zaten kagit parcasina donmus zavalli bir para ile bir de euro kazigi yemek inanin cok zor geliyor. Artik alisveris yapmanin bir anlami yok benim icin Avrupa`dan cunku fiyatlar Turkiye`nin cok uzerinde. Saniyorum yapilacak en guzel sey yurtdisinda para kazanip Turkiye`de yemek. Ulkemize son zamanlarda turist sayisi artarsa sasmayin cunku Avrupa`da bu kadar guzel standartta tatil yapmanin maliyeti ulkemizin 3-4 katina maloluyor. Ben de Avrupali bir turist olsam hakli olarak ucuz ve guzel diye Turkiye`ye gelirdim.

Italya seyahatinin hemen ardindan Almanya`ya gectim, orada da fiyatlar ayni Italya`daki gibi bir gecis donemi yasamakta ama saniyorum Almanlar biraz daha insafli davraniyorlar. Fiyatlar biraz daha insafli ayarlanmis bu ulkede, alisveris merkezlerindeki fiyatlari kontrol ettikten sonra diyebilirim ki Italya`daki fiyatlar cok dengesiz.
Insanlara Euro hakkinda ne dusunuyorsunuz diye sirdugumda aldigim cevap cok basitti, hic bir fark yok diyorlar, hayat devam ediyor deniyor. Isin komik tarafi ithlatini yaptigimiz urunlerin fiyatini gene liret ya da mark olarak vermeye devam etmeleriydi.

Alisverislerde ister euro ,ister liret veya mark verebiliyorsunuz. Kasadaki gorevliler bu arada biraz stres halindeler. Bir alisveris sonrasi 500 euro vermek zorunda kalinca kasadaki ihtiyar bayan gidip muduru cagirdi , mudur gelip parayi eline alip iyice inceledi ve saglam dedi, bayanin aciklamasi suydu, son zamanlarda cok sahte euro piyasaya surulmus ve eger sahte 500 euro`yu yanlislikla alirsam maasimdan kesilecek. Az para da degil hani, 500 euro 400 dolardan fazla bir paraya denk geliyor cunku.
Sonuc olarak EURO artik hayatin bir parcasi, bazi yonlerden bizim icin de kolaylik oldu aslinda. Eskiden bir ulkeye giderken o ulke parasini alirdik yanimiza, eger birkac ulkeye gidilecekse o zaman cuzdanda degisik degisik paralar olur ve karisir dururdu. Oysa simdi o kadar kolay oldu ki, cebinizdeki Euro ile euro kullanan ulkelerde cok rahat ayni parayla seyahat edebiliyorsunuz. Olayin biraz kotu tarafi da bir onceki ulkede diyelim 10 Euro`ya karninizi doyururken , diger ulkede 200 Euro`ya ayni yemegi yemek tabii ki biraz hos bir olay degil:)

Saniyorum Euro artik yerini saglamlastiriyor, insanlarda genel izlenim olumlu. Uzun vaadede Euro Avrupa`da hayal edilen BUYUK AVRUPA hayaline yardimci olabilirmi olamaz mi onu bilemiyorum ama BUYUK AVRUPA`da bizim yer almamiz artik hayal diyebilirim. Kesin olmamakla beraber altinci hissim bu sekilde:)
saygilar

21.06.2002

Kanton Fuarı 2000

Geçen hafta Guangzhou Fuarındaydım. Guangzhou Çin’in güneyinde Hong Kong’a trenle 2 saat mesafede bir şehir. Gecen sene buraya 5000 civarında işadamı ziyarette bulunmuş, bu sene bunun iki kati bekleniyordu fuar öncesinde , nitekim bu sayıya büyük ihtimalle yakın sayıda işadamımızın burayı ziyaret ettiğine ben de inanıyorum. Gerçektende sanki Türkiye’deki bir fuarı ziyaret ediyormuşsunuz hissini verircesine kalabalık bir tüccar heyetiyle her yerde karsılaşmanız mümkündü…
Fuar her zamanki gibi gene Cin ürünleri hakkında aklınıza ne gelirse bulabileceğiniz bir açık pazar gibiydi.. Zaten eğer halen bu fuara gitmediyseniz ve halen ithalatla uğraşıyor ya da uğraşmayı düşünüyorsanız olmazsa olmazlardan biridir Guangzhou (CANTON) fuarı.Neden KANTON deniyor bu fuara diye sorarsanız, Guangdong eyaletinde yapıldığı için bu ad oradan gelmekte..Guangdong’un hızlı söylenmesi Kanton gibi kulağa geldiğinden zamanla guangdong fuarı kanton fuarı adıyla anılır olmuş..Bugün de artık dünyada o adla bilinir Guangdong Fuarı…

Peki Guangdong ile Guangzhou arasındaki fark ne? diye soranlarınız olabilir…O da su…. Guangzhou eyalet , yani Amerika’daki eyaletler gibi bir eyalet…Guangzhou ise o eyaletin başşehri.. Fark sadece bu…Kanton eyaleti ve guangzhou şehri…

Seneye Nisan ayında yapılacak bu fuara isadamlarımızın yapacağı seyahatin kendileri açısından epey faydaları olacağına inanıyorum.

Sağlıcakla kalın…..

21.06.2002

Amerika’dan İnsan Manzaraları

Bu yaziyi sizlere Los Angeles`tan yaziyorum, fazla beklemek istemememin nedeni ise sicagi sicagina oraya donmeden yazmak istemem.

Burada Ermeni bir arkadasim vardi. ICQdan genel yuzeysel olarak yazistigim, burada oldugumu duyunca annesinin cok guzel turkce konustugunu ve benimle de ozellikle konusmak tanismak istedigini soyleyince, bu teklifi geri cevirmemin imkani kalmamisti benim icin..Memnuniyetle kabul edip annesinin evine gittim.

Daha selam verip iceri girdigimde televizyonda TGRT seyrettiklerini farkettim. Sirf Turk kanallarini seyretmek icin uydu baglantisi yaptirmislar. Sabahtan aksama kadar Turk kanallarini seyrediyoruz dediler. TGRT, TRT1, STV ve STAR seyrediliyormus burada.

Neyse aile sanki buyuk bir toren varmis gibi o kisa zamanda hazirlanmis, kadincagiz benim cok ac oldugumu dusunmus olmali ki, anacigimin yaptigi ICLI KOFTE, CIG KOFTE, TURSU,TAVUKLU DARI YEMEGI falan, hepsi geldi masaya kondu..Bendeki soku dusunsenize, icli kofte ufak farklilik haricinde bizim oralarda yapilan sekilde yapilmis onumde duruyor, hemde annemin ozellikle ovundugumuz ince islenmis bulgurlu haliyle, hatta durust soylemek gerekirse annemden daha ince yapilmis:)

Neyse cok guzel bir yemek sonrasi oturduk ve TURK KAHVESI aldi sirayi. Komsulardan merak edip gelenler bu arada oldu. Hepsi Turkiye nasil diyor? Evin hanimi `eger Turkiye`yi gormeden olursem gozum acik gidecek` derken icim cok kotu oldu nedense. O arada bir komsu gelip `SABAN`in filmini bana videoya kaydettiniz mi?` diye sordu…Konu acilinca televizyonlardan artislerden basladilar , biri diyor Mahzun cok guzel, oteki diyor IBO`yu seviyorum, oteki diyor Ebru Gundes cok guzel , ardindan o mavi gozlu kimdi , Sibel Can cok seviyorum……..O arada Sarkis diyor ben Mahsun`u gormeye gittim Istanbul`da onu cok seviyorum DELIKANLI birisi!

O ara haberler ile alakali konu aciliyor, Fransa Ermeni tasarisini kabul etmis, `Turkiye`yi karistirdilar gene!`…. bunu diyen bir ERMENI! ve devam ediyor `Bizi birbirimizden ayirdi bu serefsizler!` ardindan da burada kullanmiyacagim o mukemmel kufuru salliyor..Gulumsuyorum ama ayni zamanda sasiriyorum……Hepsi tek bir agizdan o politikacilarin gozu korulsun hep insanlari dusman ettiler diyorlar.

Onlar bana soruyor ben onlara, sordukca herseyimizin ayni oldugu ortaya cikiyor..Bana evlendigimde BASLIK parasi ne verdigimi soruyorlar? Ceyiz ve kayinbiraderin gelin evden cikmadan once para verip vermedigimi soruyorlar… Elazig, Urfa, Gaziantep hakkinda bilgi istiyorlar..( Urfa ve Antep gocmeni agirlikli Turkce konusan Ermeniler burada)

Isin ilginc tarafi onlarda bizim onlarla farkli olmadigimizin farkindalar. Onlarla yuzyillar boyu ayni yasamanin verdigi kultur birligimiz ortada. Sanki bir Turk ailesi yanindaymisim hissi yasiyorum. Hele o guzel Urfa sivesiyle Turkce konusmalarina nasil bayiliyorum anlatamam….

Yeni nesil bizi uydu Tvlerin yardimiyla sevmeye baslamis.Zaten Ermeni muzikleri neredeyse Turk muziginin aynisi..Dinledikce bende sasiriyorum.Sezen Aksu`nun, Murat Gogebakan`in sarkilarinin ermeni versiyonunu dinliyorum , hosuma gidiyor hani:))

Bir bakiyorum ki saat gece yarisi olmus, utanmasam sabaha kadar kalacagim, aldigim o zevki anlatmam imkansiz..O insanliklari, misafirseverliklerini unutmam asla mumkun degil! Zaten sira sizde dedim…Ozellikle bekliyorum, kim olursa olsun, kapim acik ..Ben de onlara anamin yaptigi ICLI KOFTEyi yedirmezmiyim? HARPUT stilinde yapsin cevizli icli kofteyi onlara guzelce…Sonra cig kofteyi bir de bizim stilde yapalim onlara..(onlarda et cok koyuluyor, biraz civik seviyorlar, bizdeki gibi sert degil cig kofte onlarda)


O guzel insanlara tekrar gorusme dilegiyle veda ediyorum.. Otele geliyorum ve saatlerce uyuyamiyorum dogal olarak. Beynimde firtinalar kopuyor. Terliyorum, utaniyorum, seviniyorum, aglamak istiyorum…Iki ortak kulture sahip milletin, SADIK MILLET Ermeniler`le ayrilma hikayemizi hatirliyorum. Ruslarin oyunlariyla iki milletin nasil birbirine kisa zamanda dusman edildigini animsiyorum.

Belki biliyorsunuzdur, Rus casuslar Ermeniler arasina siziyor, ayni bizim teroristler gibi gidip Turk Koyunu basip yakip yikiyorlar, ardindan sicagi sicagina Ermeni koylerine gidip yakip yikiyorlar ..Her iki tarafta olayi yapanin kesinlikle digeri olduguna inandiriliyor, geride ozellikle karsi taraftan birkac ozellik birakilarak. Mesela Turk kiyafeti giyip Ermeni koyu yakilinca ve orada sadece 3-5 kisi kurtulunca dogal olarak gorgu sahitleri TURKLER yapti deyince Ermeniler OC alma derdine giriyor , ardindan ERMENILER yapti dnince bizimkiler basliyor OC almaya.. BU nasil olur demeyin, soyle 5-10 sene oncesine bakinca teroristlerin asker kiyafeti giyip koyluleri oldurmesini hatirlarsaniz yeterli olacaktir….

Onlar yapti biz yaptik derken zaten saman alevi misali yayilan olaylar iste o donemde yoneticilerin IYI niyetle aldiklari ama uygulamada yetersiz kaldiklari icin bugun Ermenilerin bizden nefret etmesine sebep olan olaylar yasaniyor. Sonuc ortada, ayrilan iki guzel dost, aradan gecen bu kadar seneye ragmen halen daha Memleketim Turkiye diyen bu Ermeniler, Turkceyi ozellikle ogrenen Turkiye Gozmeni Ermeniler….Bu insanlar da bizi tanidikca BIZ AYNIYIZ diyorlar.

Gelin guzel birsey yapalim, bir an politikayi ve politikacilari bir yana birakalim ve birbirimizi tanimaya calisalim. Napster kullaniyorsaniz ermeni sarkilari cekin mesela bazilarinin bizim sarkilar oldugunu gorun, ICQda konusun, aslinda dusman olmadigimizi anlatin onlara…Bunu yapin cunku dinimiz de, kulturumuz de kardesligi emrediyor, barisi istiyor…

Benden soylemesi:))

Hepinize KARDESLIK dolu gunler dilegiyle

Ocak 2001 – Los Angeles

Uçaklarda Sigara Sorunu

Birkaç seneden beri uçaklarda sigara içme yasağı çıktı ve o günden beri diyebilirim ki her uzakdoğu uçuşumda bir macera yaşandı o uçakta. Pilot defalarca ikaz etti yolcuları. Bazen hostesler duman detektörünün ikazı ile tuvaletlere koşup kaçak sigara içenleri yakalamaya çalıştılar. Bazı uyanık arkadaşlar örtü altından içti sigaralarını … Bazıları güya sigara yasağını bilmiyormuş gibi oturup keyifle yakıp sigaralarını ikazlara devam eden hostese baka baka yarısına kadar içmenin keyfini yaşadı vesaire vesaire…sonuç olarak bu insanlar uçuştaki herkes tarafından ayıplandılar..küçümsendiler..

Ama gelgelelim sigara tiryakisi bir insana uzun uçuşlarda sigara yasak demek bence o insanı zindana atmakla aynı değerde. Yanlış anlaşılmasın şahsen ben sigara tiryakisi değilim ama bu konuda içenlere saygılı olmalıyız diye düşünüyorum. Mesela Japonya hattındaki uçaklarda sigara yasağı yok, çünkü Japonlarda sigara içeni dışlama maalesef yok. İçen içer mantığı var. ve olayın çözümü de imkansız değil çünkü bütün uçaklarda mükemmel havalandırma sistemi mevcut, dahası insanların gizli gizli tuvaletlerde sigara içmesinin tüm uçağı tehlikeye soktuğunu düşünürseniz bu yasağın en kısa yoldan çözülmesi şart bence…..

Özellikle Türk insanı sigarasına çok düşkün oluyor. O kadar değişik hatlarda uçtum ama maalesef sigaranın hep olay olduğu uçaklar bizim hatlarda oldu. Bence bazı gerçekleri gözardı etmemek gerekiyor. Basit bir sigara olayı yüzünden rezil olmaya gerek te olmamalı. İçene bir çözüm sunulmalı , ve sanıyorum özellikle uzun hatlarda çalışan uçak şirketleri içinde hangisi sigara içme konusunda böyle bir şans tanısa Türkiye’den çıkışlı tüm uçuşlarında full gidecektir..denemesi bedava…

sigara içen ve içmeyen herkese saygılarımla.

MART 2001

Turla Mı Yalnız Mı Seyahat Etmeli

Yurtdisi seyahatlerinde cogumuzun kafasinda bir sorudur bu konu….Acaba grupla gitsem rahat edebilirmiyim? yoksa kendi basima bir program yapsam nasil olur? Bu yazimizda bu konu ile alakali fikirler sunmaya calisacagim sizlere….

Oncelikle ingilizce bilmiyorsaniz dogal olarak size tavsiyem turla seyahat etmenizdir. Neden mi? Tur operatoru sizin sikintilariniza yardimci olacagi icin. Yaninizda sizin gibi turistler olacagindan yalnizlik korkusunu da uzerinizden atmis olacaksiniz kolaylikla. Oyleyse ingilizce bilmeyenler icin turlar avantajli diyebiliriz.

Eger sikilgan bir kisiliginiz varsa bu noktada da turla seyahat etmek isinize gelecektir cunku birlikte hareket edildigi icin birebir sikinti fazla yasanmayacaktir sizin icin.

Sahsen bana sorarsaniz turla gitmenin keyifli taraflari oldugu kesin derim. Birkac sene once Italya Turuna katilmistik ve o turda cok keyifli anlar yasamistik. Yeni dostlar kazanip geri donmustuk.

Turlarin sikintilari yok mu ? tabii ki var.Mesela otellerin nasil cikacagina emin olamiyorsunuz. Gidilen yerlerde istediginiz gibi hareket edemiyorsunuz. Spesifik hareket etmeniz zor oluyor …

Tek basina seyahatte ise insan biraz ozgur davranmanin zevkini yasiyor.istediginiz yere gidiyorsunuz. Ozgurlugun tadini cikariyor ve kaybolma zevkini yasiyorsunuz bu sekilde.

Ben genellikle is seyahatlerimden arta kalan zamanlarda kendime ayirip yeni yerleri gormeye calisiyorum ama dogrusunu isterseniz hic bir seyahatimde Tur ile gittigim kadar guzel yerler gormedim. 10 senedir Milano`ya giderim ama turla gittigim zaman gordugum kadar cok yeri halen goremedim.

Kisacasi eger yurtdisina gezmek icin gidecekseniz, ve yeni yerler gormek istiyorsaniz en ucuz ve saglikli ve de guvenli yol bence Turlar olacaktir.

Macera yasamak isteyenlere sozum meclisten disari tabii ki:))

21.06.2002

İş Seyahatlerinizde Fotoğraf Çekin

Genellikle kendime baktigimda neredeyse seyahatlerimin buyuk bir kismi ticari seyahatlerimden olusmakta. Ilk bakista hemen insanin aklina is seyahatinde insan nasil olur da kendine vakit ayirip gezmek istedigi yerleri gorebilir diyebiliyor ama soyle dusunuyorum da aslinda dusunuldugu gibi zor bir sey degil bu…nasil mi? oyleyse okuyun bakalim…..

Herseyden once, seyahate gideceginiz ulke hakkinda on bir arastirma yapmanizda fayda var..Mesela diyelim Tayvan`a gideceksiniz.. Soyle basit bir arastirma yaptiginizda ilginc turistik yerler oldugunu kolaylikla ogreneceksiniz. Daha sonra akliniza yazdiginiz bu yerleri gittiginiz zaman bos vaktiniz oldugunda unutmamak icin bir kagida not edebilirsiniz..

Ikinci onemli nokta, seyahate cikarken kesinlikle bir fotograf makineniz bulunmali yaninizda, bu hem size begendiginiz , ilginizi ceken noktalari aninda goruntulemenize , hem de kendinizi turist havasina sokmaniza yarayacaktir..Ben her seyahate giderken olmazsa olmaz dedigim demirbasimdir makinem.

Gelelim ucuncu onemli noktaya…Gittiniz Tayvan`a ve geziyorsunuz fuarinizi, yapiyorsunuz isgorusmelerinizi …aksam oldu…hemen otele gidip yatmayacaginiza gore, yarim saat odanizda kucuk sekerleme yapip uzerinizden o yorgunlugu biraz atip, neden o kagida not aldiginiz yere gitmiyorsunuz? eger ilginizi ceken yer muze degilse buyuk ihtimalle aksamustu acik olabilecektir. Hele insani cezbeden, gece marketleri yokmu? kesinlikle ilginc gelecektir, e yaninizda makineniz varken ne duruyorsunuz, basin deklansorunuze veee mutlu bir hatira daha eklensin arsivinize…

Benim su ana kadar cektigm remin haddi hesabi yoktur bu sekilde…Ve genellikle cektigim resimler is gorusmesine giderken, fuar donusu, aksam yemek sirasinda derken bir bakiyorum, turistlerden cok daha buyuk bir arsivim olmus….

Bu noktadan baktigimizda goruyoruz ki, ben is seyahatine gidiyorum, ne gerek var fotograf makinesine dediginiz anda zaten isiniz bitmistir:)) hemen bu sayfadan uzaklasiyorsunuz ve isinizde basarilara yoneliyorsunuz…yok eger neden olmasin diyorsaniz hemen gidip bir makine begeniyorsunuz….

Son not: Fotograf Makinesi mi alacaksiniz? O zaman su noktalara dikkat etmenizi tavsiye ediyorum.. Makine ne kadar kucukse tasimasi o kadar kolay olacaktir. Ben senelerce omuzumda 750 gramlik Minolta makineyle gezdim is gorusmelerinde bile, ama simdi artik kucuk compact bir kameram var.Cebimde tasiyorum. Minoltam kadar kaliteli olmasa da isimi gene de goruyor. Zevk bu..Ne kadar kaliteli resim istiyorsaniz o kadar agirligi goze almaniz gerekecektir.

Hepinize bol fotoğraflı gunler dileğiyle

21.06.2002

Mayıs ayında Çin ziyareti

Mayıs Ayında yaptığım Çin seyahatim sırasında dikkatimi çeken bazı notları sizlerle paylaşmak istiyorum:
– Çin’de inşaat çılgınlığı tüm hızıyla devam ediyor. Ev fiyatları her sene katlanarak yükseliyor. Konuştuğum çinliler, bu yükselişin bizdeki gibi birgün duracağına inanmıyorlar. Ev fiyatları milyon dolarlara ulaşmış durumda ve bu çılgınlık bir süre daha devam edeceğe benziyor.
– Amerika’nın Çin mallarına uyguladığı ek vergiler ticarete çok ciddi zarar vermiş. En büyük müşterisi Amerika olan Çin için bu ekonomik kriz anlamına geliyor. Senelerden beri sırf Amerika’ya üreten ve satan fabrikalar kapanıyor ve milyonlarca insan işsiz kalıyor. 
– 1 dolar=6,82 yuan ve dolar adım adın yükselmeye devam ediyor.İthalatçılar açısından bakılınca bu fiyatların düşeceği gibi düşünülse bile maalesef iç piyasadaki maliyetlerin çok daha fazla yükselmesi yüzünden ithal ürünlerin fiyatları da düşmeden yükselmeye devam ediyor.
– Birçok fabrika Çin’deki aşırı maliyet artışlarından dolayı Myanmar, Vietnam gibi ülkelere taşınıyor.
– Büyük şehirlerde yaşamak eskiden hayalken şimdilerde işçi kesimi kendi köyünde ve kasabasında kalmayı ve ailesinden uzaklarda yaşamayı istemiyor, bu durumda fabrikalar işçi bulmakta zorlanıyorlar. 
– En büyük sorun aşırı yükselen hayat pahalılığı, artık Çin ucuz bir ülke değil, fiyatlar Avrupa ile aynı, sebze, meyve ve günlük gıda fiyatları bir sene önceye göre ciddi yükselmiş durumda. 
– 1991 yılından beri Çin’e seyahat ediyorum ve bu ülkedeki gelişmeleri takip ediyorum. Senelerden beri ekonomisi katlanarak büyüyen Çin maalesef son yıllarda durma ve düşüşe geçmeye başladı. Umarım en kısa zamanda ciddi tedbirler alınır ve refah günlerine geri dönebilirler.

Şiir

 

Seyyar Satıcı

Alıp sattığımdan sorarsan eğer
Çakı, çakmak, fitil, gav da bulunur.
Zannetmeyin sattığım bir kıymet değer
İplik, iğne, yüzük, tığ da bulunur.

Geçip gider şu gurbetin çağları
Çayır, çimen, bahçeleri, bağları
Çatlak azaltan şu gül yağları
Güzelce kokulu yağ da bulunur.

Bir kilidim var, bulunmaz eşi,
Sigara ağızlığı, bileği taşı
Alüminyum tarak, şu yüzük taşı
Kara ve kırmızı ağ da bulunur.

Bir iki keserim var, dülgere yarar,
Boğaz boncukları camekan kırar.
Alıp sattığımdan çekerim zarar
Çorap örecek cağ da bulunur.

Beş altı makas var, hiçbir kesen yok
Ne kadar methetsem kulak asan yok.
Kızlar yumakları, çuvaldız pek çok
Çorap bağlayacak bağ da bulunur.

Bir kutu tebeşir, tahtamız da var
Dolaştım satılmaz hep diyar diyar
Karabiber, kına, baharımız da var
İp eğirecek iğ de bulunur.

Penes küpelerde güneşten soldu.
Çinko tas, tabaklar satılmaz oldu.
Düğme, sedef, boncuk döküldü kaldı.
Kokulu sabunlar, çay da bulunur.

Gece gündüz gamsız yatamıyorum,
İki makine aldım satamıyorum
Kaldırıp dışarı atamıyorum
Elbet bir satacak köy de bulunur.

Mızıka, düdük var, asla ötmüyor.
Demir kaşıkların pası gitmiyor,
Zararlı satarsam hiç kar etmiyor
Tentene yapılan tığ da bulunur

Hulusi neylersin zararı, kârı,
Eridi kalmadı dağların karı
Borcundan kurtara Cenabı bâri
Yürekte ateş-i dağ da bulunur.
Ömer Hulusi Baylar (Büyük dedemdir, rahmetlinin ömrü seyyar satıcılıkla ve köy köy dolaşarak geçmiştir)
1860-1941
Balaban / Darende / Malatya