Gıda Terörü

Çogunuza hayal gibi gelecek ama ben çocukken ülkemiz bir tarım ve hayvancılık merkeziydi… Sınırlarımızı kapatsak 10 sene kimseye muhtaç olmadan yaşayabileceğimiz söyleniyordu.
Ülkemizde ana ihtiyaç maddelerinin neredeyse tamamı üretilebiliyordu..
Üç tarafımız denizle kaplıydı ve gerekirse balıkçılık yapar gene aç kalmazdık!
Bugün ise neredeyse herşeyimiz dışarıdan ithal ediliyor;yediğimiz etten ısınmak için kullandığımız doğal gaza kadar…
Bir ülke ne kadar dışa bağımlı yaşıyorsa o kadar ölçüde “Bağımsız” olur.
Herşeyimiz var ama hiçbir şeyimiz yok gibi hareket ediyoruz!
Hayvancılığımız bitirildi,tarımda doğal sistemler yokedilip birileri kazanacak diye tohum terörü estirildi..
Dünyada sadece bizde yetişen bitkiler bırakın desteklenip çoğaltılmayı,neredeyse türleri bitirilir oldu (birileri para kazanamıyor çünkü)
Tarım,hayvancılık ve de ziraat bizim için en az terör kadar önemli bir konudur..
Bir belgeselde izlemiştim, kapitalizmin tohumlardan bile nasıl para kazandığını anlatıyordu. Amerika’da biri tohumların genleriyle oynayip,tescilini alip,meclisten onaylatip o tohumu tum çiftçilere zorla kullandırtıyordu. Klasik yöntemlerle tarım yapanlar hapse atılıyor ya da ceza kesiliyordu. Kanunları arkasına alan GDO’lu ürün imalatçıları, yenilen gıdalara da el atmakta gecikmiyor ve insanları zehirlemeye hızla devam ediyorlar.
Sizin kanser olmanız kimsenin umurunda değil! Daha çok tohum daha çok para kazanmak demektir, siz hasta olursanız sağlık sektörü de ilacınızdan, kaldığınız gün sayısına kadar para kazanacaktır. Siz ortalıkta dolanan “Yolunacak Kaz” olmaktan öteye bu yüzden asla geçemeyeceksiniz demektir!
Para hırsının gözlerini bürüdüğü bu insanlar bakalım kendi sağlıkları da elden gittikten sonra oturup düşündüklerinde neyi geri getirebilecekler?